Açıklama
Hayal edin. Bir mutluluk ve özgürlük hayali olsun ama bu. Bireysel, hatta bencilce isteklerinizi de kapsasın, tüm dünyayı ve insanlığı da içine alsın. Geleceğe dikin gözünüzü, tüm tarihi, geçmişi, efsaneleri, masalları da koyun çantanıza. Sıkıcı olmayı unutun ama, eğlenceli, alaycı, neşeli, uçucu bir hayal dünyası kurun… Kısa süre içerisinde kurduğunuz tüm olay örgüsünün ellerinizden kayıp gittiğini, konunun yok olduğunu, akışın işlemediğini göreceksiniz. Hayalinin ortağı olacaksınız ve kendinizi “özgürlüğün” içinde kaybedeceksiniz; bizim gerçek hayatlarımıza yetmeyen özgürlüğün…
Kadere başkaldırmak şüphesiz bir kahramanlıktır. Hatta kahramanlık dediğimiz şey, her şeyden önce kadere başkaldırmakla başlar belki de. Hikâyelere bakacak olursak, sonu da iyi biter genellikle; kader değişir, kadın olgunlaşır, bir anlamda mutlu son yakındır. Kadın hem dünyayı hem de kendisini değiştirmiş olacaktır büyük ihtimalle. Onunla birlikte bir erinç kabarır coşar yüreğimizin içinde. Tabii söz konusu sadece ve sadece yazım hikâyelerinde… Kadere başkaldıran bir kadın olursa ne olur peki? Eril düzenin devamlılığını sağlamak üzere, çoğunlukla da vatanperver, militarist bir çıkış değilse bu, sonu hazindir. Kaderine başkaldıran kadın, hayattan itinayla çekilir; deliliğe, cadılığa, mebzuliyette çıkarılır. Hikâyenin sonu başından bellidir, ölüm kollamaktadır
Gülseren Akdaş
İncelemeler
Henüz inceleme yapılmadı.